Kanserle Savaşta Yeni Umut NK Hücreleri 

“`html

Kanserle Mücadelede Yeni Dönem: NK Hücreleri Üzerine İleri Görüşler

Uzmanlar, kanserle mücadelede umut veren gelişmeler olarak NK hücreleri hakkında önemli bilgiler paylaştı.

Türk İmmünoloji Derneği ile Acıbadem Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği 6. Uluslararası Moleküler İmmünoloji ve İmmünogenetik Kongresi (Molecular Immunology and Immunogenetics Congress, MIMIC), 28-30 Nisan 2025 tarihlerinde Acıbadem Üniversitesi’nde gerçekleşti. Dr. Tolga Sütlü’nün başkanlık ettiği bu kongre, bağışıklık sistemi alanında dünyaca ünlü bilim insanlarını İstanbul’da bir araya getirdi. Amerika Birleşik Devletleri’nden Japonya’ya kadar 8 farklı ülkeden 320 katılımcının yer aldığı etkinlikte, Karolinska Enstitüsü, MD Anderson Kanser Merkezi ve BioNtech gibi prestijli kurumların yanı sıra birçok akademisyen, güncel çalışmalarını paylaşarak keyifli sunumlar gerçekleştirdi. Kongre, immünoloji biliminin en yeni gelişmelerine dair derinlemesine oturumlarla zenginleştirilirken; temel bilim ile klinik uygulamalara dair tartışmalar yapıldı. Kanser aşıları ve yenilikçi tedavi yöntemleri gibi konulara dikkat çekildi.

NK Hücreleri: Kanserle Savaşa Umut Taşıyor

Kongrenin 29 Nisan Dünya İmmünoloji Günü’nde
, ülkemizde hala ciddi bir sağlık sorunu olan “Primer İmmün Yetersizlikler” ile ilgili farkındalık oluşturmak için Balon Uçurma Etkinliği düzenlendi. Bu etkinlikte gökyüzüne bırakılan her balon, etkin tedaviye ulaşabilen bir hastayı temsil etmekteydi. Erken tanı konusunun önemine vurgu yapıldı. Acıbadem Üniversitesi’nde yapılan araştırmalarda, bağışıklık sisteminin doğal öldürücü hücreleri, yani NK (Natural Killer) hücrelerinin, kanser immünoterapisi alanında devrim niteliğinde sonuçlar elde edebileceği ortaya konuldu. Bu hücrelerin hastalıklı dokuları hedef alarak sağlıklı hücrelere zarar vermeden kanserle etkili bir biçimde savaşabildiği tespit edildi. Kongre başkanı Dr. Tolga Sütlü, “CAR-T ve NK hücreleri ile lösemi, lenfoma ve melanom gibi kanser türlerinde umut verici sonuçlarımızı paylaştık. Bağışıklık sistemini kanserle mücadelede daha etkili hale getirmek için çaba gösteriyoruz. NK hücreleri, sağlıksız gördükleri hücreleri hedef alarak, sağlıklı hücrelere zarar vermeden işlevlerini yerine getiriyor. Bu, tedavi sürecinde daha güvenli bir seçenek sunabileceği anlamına geliyor. Daha hızlı ve daha az yan etki ile sonuçlanan tedavi yöntemleri üzerinde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Yaşayan İlaç: NK Hücreleri ile Yeni Bir Yaklaşım

Dr. Sütlü, NK hücrelerinin çeşitli kaynaklardan elde edilebileceğini belirterek, “Bu hücreleri kandan ayrıştırmanın yanı sıra kordon kanından alınan kök hücreleri NK hücresine dönüştürerek de kullanabiliyoruz.” dedi. Geliştirilen yaklaşımın “yaşayan ilaç” konseptiyle örtüştüğüne dikkat çeken Dr. Sütlü, “Bağışıklık sistemi zayıfladığında kanserle mücadele zor hale geliyor. Biz, vücutta sürekli kalabilen ve kanserle savaşmaya devam edebilecek hücreler geliştiriyoruz” ifadelerine yer verdi. Araştırmalar henüz deneme aşamasında olsa da umut verici sonuçlar elde ettiklerinin altını çizen Dr. Sütlü, “Şu an CAR-T tedavisi gören bazı hastalar için kanser nüksetmemiş durumda. Aynı başarıyı NK hücreleri ile elde etmeyi umuyoruz. Bu tedavi yönteminin 4-5 yıl içinde klinik testlerinin tamamlanması bekleniyor” sözlerini ekledi.

Kanser Aşıları ve İmmünoterapide Yenilikler

Johannes Gutenberg Üniversitesi ve BioNTech’ten Dr. Mustafa Diken, mRNA teknolojisi ile geliştirilen kanser aşılarına dair önemli gelişmelerin yaşandığından bahsetti. COVID-19 aşısı ile tanınan mRNA teknolojisinin artık kanser ve otoimmün hastalıkların tedavisinde de umut vaat ettiğine dikkat çeken Dr. Diken, “Çalışmalarımızda mRNA aşılarının akciğer, karaciğer ve lenf bezlerinde tümörleri küçülttüğünü gözlemledik. Hatta metastaz yapmış kanserlerde de aşının etkili olduğu kaydedildi. Pankreas kanseri üzerinde de devam eden aşı çalışmalarımız bulunuyor. Ameliyat sonrası aşı uygulanan durumlarda iyileşme oranlarının arttığı tespit edildi. Kanser tedavisinde artık kişiye özel yaklaşımlar öne çıkıyor. Aşı ve immünoterapiler, hedefe yönelik ve akıllı tedavi yöntemleri olduğundan oldukça etkili sonuçlar elde ediliyor” dedi.

Aşı Karşıtlığı ve Bilimsel Gerçekler

MIMIC’te tartışma konusu olan aşılamanın, toplum sağlığı üzerindeki önemiydi. Ülkemizde ve birçok diğer ülkelerdeki yanlış bilgilendirmelerin ciddiye alınması gerektiği ve aşı karşıtlığının, kolayca önlenebilir hastalıkların yeniden salgın hale gelmesine neden olduğu vurgulandı. Enfeksiyonlar ve aşı konusundaki güncel bilimsel gelişmeler üzerine açıklamalarda bulunan Avrupa İmmünoloji Dernekleri Federasyonu (EFIS) Başkanı Prof. Dr. Bojan Polic, aşı karşıtlığının bilimsel bir dayanaktan yoksun olduğunu dile getirerek, “Aşıların otizm veya kalp hastalıkları gibi ciddi sorunlara yol açtığını kanıtlayan herhangi bir bilimsel çalışma yok. Aşı karşıtlığı toplum sağlığını tehdit etmekle kalmayıp bireylerin yaşamlarını da riske atıyor. Hastalıkları önlemek, tedavi etmekten çok daha kolay ve ekonomik” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Polic, aşıların toplum sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini belirtirken, “Aşılar sayesinde çiçek hastalığı yok oldu. Kızamık, çocuk felci ve verem gibi hastalıklar artık neredeyse görülmüyor. Aşılar, bulaşıcı hastalıkların yayılmasını engelleyerek salgın riskini minimuma indiriyor. Her ne kadar %100 koruma sağlamasa da hastalığın ağır seyrini önlüyor ve hayati riski azaltıyor” şeklinde açıklama yaptı.

Bağışıklık ve Sinir Sistemi: Yeni Araştırmalar

Türk İmmünoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Arzu Aral, bağışıklık sisteminin çevresel etmenlere karşı olan hassasiyetine ve otoimmün hastalıklara yönelik yeni tedavi yöntemlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bağışıklık sistemi ile merkezi sinir sistemi arasındaki ilişkilere dikkat çeken Prof. Dr. Aral, “Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklarla bağışıklık sistemi arasındaki bağlantıları inceleyen çalışmalar gün geçtikçe önem kazanıyor” şeklinde konuştu.

Son Gelişmeler: Monoklonal Antikor Tedavileri

Alzheimer hastalığına karşı geliştirilmiş monoklonal antikor tedavileri konusunda bilgi veren Prof. Dr. Aral, “Bu tedaviler, beyindeki amiloid plak birikimlerini azaltmayı amaçlıyor. Ancak, bu tedavilere dair klinik faydaları konusunda hâlâ tartışmalar sürmekte” şeklinde bilgi verdi. CAR-NK gibi yeni tedavi yöntemlerinin nörolojik hastalıklardaki etkilerine dair yapılan preklinik ve erken aşama klinik çalışmalar da devam ediyor. Prof. Dr. Aral, elde edilen bilgilerin tedavi süreçlerini güvenilir hale getirmek adına büyük önem taşıdığını vurguladı. “Yeni yaklaşımlar, bağışıklık sistemi temelinde geliştirilmekte ve hastalıklara karşı daha güvenilir sonuçlar elde etmeye yönelik fırsatlar sunuyor” ifadesini kullandı. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

“`

Related Posts

Hareketsizlik vücuda nasıl hasar veriyor? Alzheimer ve demans kapıda

Modern yaşamın getirdiği uzun süreli masa başı çalışma, teknoloji bağımlılığı ve azalan fiziksel aktivite, insanları giderek daha da hareketsizleştiriyor. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Meral Bayramoğlu, hareketsizliğin vücudumuzda yol açtığı hasarları anlattı.

Uzmanı uyardı: Şişkinlik ve hazımsızlık, ciddi hastalıkların ilk sinyalleri olabilir!

Uzmanı uyardı: Şişkinlik ve hazımsızlık, ciddi hastalıkların ilk sinyalleri olabilir!

Şok diyet uyarısı: Hızlı kilo kaybı sağlığınızdan etmesin!

Yaz ayları yaklaşırken hızlı kilo verme isteği artıyor. Ancak uzmanlar, şok diyetlerin bağışıklık sisteminden kalp sağlığına kadar pek çok riski beraberinde getirdiğini vurguluyor.

Vücudun görünmez savaşçısı: Arginin

Kalbi koruyor, cildi yeniliyor, hormonları dengeliyor… Proteinlerin yıkımıyla sentezlenen arginin, bağışıklık sistemini destekleyerek adeta vücuda kalkan oluyor. Dr. Yunus Kayalar, bu amino asidin nohuttan tavuğa, fındıktan yumurtaya pek çok besinde yer aldığını söylüyor.

Ucuz ve Kalitesiz Gıdalar Sağlığımızı Tehdit Ediyor

Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı, tağşiş ve taklit ürünlerin çocuk sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerine dikkat çekiyor: “Ucuz ve kalitesiz gıdalar, sağlıklı bir neslin önündeki en büyük engel!”

Bir lokması alerjiyi tavan yaptırıyor! Yediklerimiz polenleri hareketlendiriyor

Birçok alerji hastası için mevsim değişikliği sadece hava durumunda yaşanan bir farklılık değildir. Hapşırma, öksürme, tıkanıklık ve daha fazlası dahil olmak üzere bir dizi rahatsız edici semptomu da beraberinde getirdiğinden zorlayıcı bir dönemdir. Havadaki polenler başta olmak üzere bir dizi değişiklik alerjik reaksiyonları kötüleştirebilir. Mevsimsel alerjiler için bir tedavi olmasa da, alacağınız bazı önlemler iltihabı yönetmenize ve semptomları azaltmanıza yardımcı olabilir. Hangi yiyeceklerden kaçınmanız gerektiğini bilmeniz daha az alerjik atak geçirmenize yardımcı olabilir. İşte kaçınmanız gereken yiyecekler!